Son günlerde sosyal medyada ve haber sitelerinde sıkça karşılaştığımız bir ifade var: “İzmir yanıyor.” Görseller, videolar, tanıklıklar… Her biri içimizi yakıyor. Doğanın alevlerle sınandığı bu görüntüler, toplumda derin bir duyarlılık yaratıyor. Ancak bu duyarlılığın içinde, bir soru da sessizce büyüyor:
Gerçekten olağanüstü bir yangın sezonu mu yaşıyoruz, yoksa algılarımız mı bizi bu kadar tedirgin ediyor?
Bu yazıda, İzmir’deki ve genel olarak Türkiye’deki orman yangınlarını sadece duygusal bir çerçevede değil, veri, istatistik ve bilimsel gerçeklik penceresinden ele alacağız. Çünkü bazen gördüklerimizle hissettiklerimiz, yaşananların boyutunu doğru değerlendirmemize engel olabilir.
🔥 Bu Yazının Niyeti
Bu yazı, yangınların etkisini küçümsemek ya da toplumun gösterdiği hassasiyeti hafife almak amacıyla yazılmamıştır. Aksine, yaşanan her yangın bir felakettir ve ciddiyetle ele alınmalıdır.
Ancak biz logoritmik.com’da, olaylara sadece duygusal değil; veriye dayalı, eleştirel ve uzun vadeli düşünceylebakmanın daha doğru çözümler üreteceğine inanıyoruz.
Çünkü duygularla yönlenen tepkiler geçici olabilir, ama veriyle desteklenen farkındalık kalıcı etki yaratır.
Yangınlar Üzerine Sayılar Ne Diyor?
Hemen soralım: 2024 ve 2025 yıllarında çıkan orman yangınlarının sayısında gerçekten olağanüstü bir artış var mı?
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye'de her yıl ortalama 2000 ila 3000 arası orman yangını çıkıyor. Bu yangınların çoğu birkaç dönümle sınırlı kalırken, az sayıda yangın büyük alanlara yayılıyor ve manşetlere çıkıyor.
Örneğin:
2021 yazı Türkiye için tarihteki en büyük yangın sezonuydu: yaklaşık 139 bin hektar alan yandı.
2022 yılında bu rakam 20 bin hektarın altına düştü.
2023’te tekrar 40 bin hektar civarında seyretti.
2024 ve 2025’in ilk yarısında, veriler henüz 2021 kadar dramatik değil; ancak bölgesel yoğunluk, özellikle sosyal medyada “ülke yanıyor” algısını körükleyebiliyor.
Yani sayı ve büyüklük bakımından geçmişte de yangınlar yaşandı, ama bazen birkaç yoğun haftalık dönem, genel durumu olduğundan dramatik gösteriyor.
Algı Yanılgıları: Haberlerin Psikolojik Etkisi
Bir kavram var: “availability heuristic” – ulaşılabilirlik sezgisi.
Yani zihnimizde en kolay hatırlanan bilgi, bize en çok olmuş gibi gelir. Yangınlarla ilgili ardı ardına gelen paylaşımlar, haber bültenleri, canlı görüntüler… Beynimiz şöyle der:
“Herkes yangından bahsediyor, o zaman bu durum olağanüstü olmalı.”
Oysa bu “olağanüstülük” bazen medya yoğunluğunun bir yansımasıdır. Bu demek değil ki olay önemsizdir. Ama şunu unutmamak gerekir:
Duygular hakikati büyütür, istatistik ise onu dengeler.
Gerçek Risk Nerede?
Yangınların %90’ı insan kaynaklı. Özellikle:
Tarımsal anız yakılması,
Yol kenarına atılan sigaralar,
Piknik ateşleri,
Kasıtlı çıkarılan yangınlar…
Doğa her yıl biraz daha kırılganlaşıyor. İklim değişikliği, artan sıcaklıklar, düşük nem oranları — hepsi yangına uygun bir ortam yaratıyor. Bu nedenle, sadece haberleri paylaşmak değil, gerçek davranış değişikliği üretmek esas mesele.
🌍 Dünya Ne Durumda? Türkiye Nerede?
Türkiye'deki yangınları değerlendirirken önemli bir soru da şu olmalı: Benzer iklime ve orman yapısına sahip ülkelerde durum ne?
Çam ormanları, Akdeniz iklimi, yaz aylarında düşük nem – bu koşullar sadece Türkiye’ye özgü değil.
İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Fransa'nın güneyi ve Kaliforniya da benzer özellikler gösteriyor. Bu ülkelerde yaz aylarında çıkan yangınlar sık ve yıkıcı olabiliyor.
🔥 Avrupa’da 2023 Yılı Yangın Verileri (EFFEIS – AB Yangın Bilgi Sistemi):
Ülke | Yanan Alan (hektar, 2023) | Yangın Sayısı (yaklaşık) |
---|---|---|
İspanya | 89.000+ | 8.000+ |
Portekiz | 40.000+ | 6.500+ |
Yunanistan | 155.000+ | 9.000+ |
İtalya | 62.000+ | 5.000+ |
Türkiye | 42.000+ | 2.500+ |
🟡 Türkiye, yüzölçümü ve orman varlığına göre orta seviyede bir yangın riski taşıyor.
🔥 Ancak yangına duyarlılık bakımından Avrupa’nın en riskli ilk 5 ülkesinden biri.
✈️ Yangın Söndürme Uçakları Meselesi: Sayılarla Gerçek Ne?
Gündemde sıkça konuşulan bir konu: “Yangın söndürme uçakları yetersiz!”
Bu eleştiri duyarlılıkla dile getiriliyor ama sayılarla daha net değerlendirmek mümkün.
🔧 Türkiye’nin Kapasitesi (2024 itibarıyla):
20 uçak (çoğunluğu kiralık, bir kısmı TUSAŞ üretimi yerli modeller test aşamasında)
55 helikopter
8 İHA (erken uyarı ve gözetleme)
5.000+ kara personeli, 1000+ arazöz ve iş makinesi
Bu araçların büyük bölümü Orman Genel Müdürlüğü koordinasyonunda çalışıyor.
🔍 Diğer Ülkelerle Kıyas:
Ülke | Uçak Sayısı | Helikopter Sayısı | Notlar |
---|---|---|---|
Yunanistan | 38 | 45+ | AB desteğiyle geçici eklemeler |
İspanya | 70+ | 100+ | Merkezi + bölgesel envanter |
Fransa | 26 | 40+ | Sadece güneyde yoğun kullanılır |
Türkiye | 20 | 55 | 2021 sonrası kapasite arttırıldı |
Türkiye uçak kapasitesinde düşük görünebilir, ancak yangın söndürme işinin %80’inden fazlası kara gücü ve helikopterlerle yapılır.
Uçaklar stratejik ama destekleyici rol oynar.
Yani eleştiri haklı bir noktaya temas ediyor: Uçak sayısı sınırlı.
Ama çözüm sadece "daha fazla uçak" değil.
Asıl ihtiyaç: Hızlı tespit, koordinasyon, disiplinli müdahale ve insan kaynağının güçlendirilmesi.
🔁 Veriye Dayalı, Duyarlılıkla Dengeli Bir Sonuç
Evet, İzmir yanıyor. Ve bu sadece bir haber başlığı değil, yanan bir canlı ekosistem.
Ama şunu da unutmamak gerek:
Algımızla hareket edersek sadece tepki veririz. Verilerle düşünürsek çözüm üretiriz.
Türkiye, yangınlar açısından dünyanın en riskli kuşaklarından birinde.
Ancak mücadelede daha iyi organize olan ülkeler var.
Biz de eleştirmekle yetinmeyip, neyi nasıl daha iyi yapabileceğimizi konuşmalı, bilgiyle savunma geliştirmeliyiz.
📍 Özetle:
Türkiye’de yangın sayısı olağanüstü değil, ama algı düzeyi çok yüksek.
Uçak sayısı sınırlı ama toplam söndürme sistemi sadece uçaklardan ibaret değil.
Dünya genelinde yangınlar artıyor ve biz hâlâ orta riskli ama hızla tırmanabilecek bir konumdayız.
Gönül isterki Türkiye'nin ciğerleri ormanları yanmasın, vatanımıza hiç bir felaket gelmesin. Ama algılardan arınmış olarak gerçekliğe ve sayılara dayalı olarak her gündemi analiz etmek bizim için en önemli gündem olmalı.
Yorumlar
Koray Canses:
Bilgilendirici, kapsamlı ve faydalı bir yazı olmuş. Algılar başka olgular başka.
04/07/2025 01:14